Page 29 - TINA Dergi Sayi 08
P. 29

TINA
                                                                        TINA                  ARTICLE

                                                                         Maritime Archaeology Periodical

















                                                         Fig. 1: Kelek yapımını gösteren bir çizim. Ustalar
                                                         şişirdikleri tulumları ahşap iskelete bağlıyorlar.
                                                         (Lehmann-Haupt 1910, 341)
                                                         Fig. 1: A drawing showing the construction of a
                                                         kelek. Masters fasten inflated sheepskins to a tim-
                                                         ber frame.

              Ortaçağ’a tarihlenen yazılı veriler  ise Diyarbakır’dan  liman gibi kullanılan, boşaltma ve yükleme yapılan yer-
                                          4
            başlayarak güneye giden nehir taşımacılığı için beş ana  ler  olduğunu  söyleyebiliriz. Asur  yazılı  kaynaklarında
            limandan bahsetmektedir.                          bu yapılara ait veriler bilinmektedir. Asur’a başkentlik
              Bunlar Diyarbakır, Hasankeyf, Tell Fafan / Çattepe,  yapmış üç şehir, Asur, Kalah (Nimrud) ve Nineve, Dicle
            Ceziret İbn Ömer / Cizre ve Musul - Bağdat limanları-  Nehri’nin kenarına kurulmuştur. Bu durum, Asur Kral-
            dır (Fig. 3). Olasılıkla bu limanların bulunduğu alanların  lığı’nın  merkezinde  potansiyel  bir  taşımacılık  olanağı
            veya  şehirlerin  daha  erken  dönemlerde  de  kullanılmış  yaratmıştır. Ayrıca yazılı kaynaklarda liman veya rıhtım
            olduğunu düşünmekteyiz.                           yapılarından da söz edilmektedir. Sennacherib (MÖ 704-
              Söz konusu liman yapıları su kenarında oldukları için  681) tarafından Nineve’de yaptırılan şehrin on beş kapı-
            kullanım dışı kaldıktan sonra zamanla tahrip olmuşlar-  sından birinin adı “iskele kapısı” olarak adlandırılmış ve
            dır. Çattepe Höyük dışında bu yapıların varlığına dair  liman olarak kullanılmıştır. Yazılı kaynaklar Sennache-
            arkeolojik bilgilerimiz yok denecek kadar azdır. Bu tür  rib’in, kelek veya benzeri sallarla Dicle Nehri’ni kulla-
            nehir taşıma araçlarına ait arkeolojik kanıtlar az olma-  narak Nineve’ye getirdiği devasa kireçtaşı heykellerden
                                                                          7
            sına  rağmen,  ilk  olarak  güneyde,  MÖ  5.  binyıl  Ubaid  bahsetmektedir .
            Dönemi’nde  görülen  pişmiş  kilden  yapılmış  maketler/  Ayrıca nehir limanları veya rıhtımlar, gümrük kapısı
            modeller ve MÖ 4. binyılın ortalarına ait silindir mü-  gibi kullanıldığından, buraların kullanımı ücrete tabidir.
            hürler üzerinde görülmektedir . Ayrıca Fırat kenarındaki  Bu nedenle ticari gelir kalemlerinden biri olma özelli-
                                     5
            Hacınebi yerleşmesinde ortaya çıkartılan 0.66 gr. ağırlı-  ği de taşıyordu. Aynı döneme tarihlenen Koyuncuk’tan
            ğındaki bitümen (zift) parçası bu tür araçların varlığını  bir kabartma üzerinde ise kelekle taş taşıyan iki Asurlu
            göstermesi açısından önemli arkeolojik kanıtlardan biri-  görülmektedir. Aynı kabartmada karnına aldığı şişirilmiş
            dir . Yapılan analizlerde bulunan bitümen parçasının iç  bir tulumla onlara yardım eden bir kişi daha vardır (Fig.
               6
            kısmında kamış ve ip izleri açık bir şekilde görülmekte-  4). Kalah’taki (Nimrud) kazılarla günışığına çıkartılan,
            dir. Kamıştan yapılmış taşıma aracı, su geçirmemesi için  zigguratın ve bazı saray yapılarının yakınında yer alan
            dıştan ziftle sıvanmıştır. Bu yöntem özellikle Suriye ve  Asurnasirpal (MÖ 668-626) tarafından yaptırılmış olan
            Irak coğrafyasında akan nehirlerde yakın zamana kadar  220  metre  uzunluğunda,  10  metre  yüksekliğinde  olan
                                                                               8
            kullanılan bir yöntemdir.                         büyük rıhtım duvarı  da nehirden su yoluyla gelen mal-
              Anadolu ve Mezopotamya coğrafyasındaki nehirlerin  ların boşaltıldığı ve yüklemenin yapıldığı alan olarak bi-
            su taşımacılığına olanaklı oluşu, güneyde denize ulaş-  linmektedir. (Fig. 5).
            ma imkanının bulunması nedeniyle erken dönemlerden   Güneydoğu Anadolu’da ise bu tür liman yapıların ar-
            itibaren yoğun olarak kullanılmış olmalıdır. Bu nedenle  keolojik kanıtı Botan Vadisi’ndeki Çattepe Kazısı’nda
            Fırat ve Dicle Nehirleri’nin kıyısında bulunan bazı hö-  Geç Roma ve Ortaçağ Dönemleri’ne tarihlenen tabaka-
                                                                                   9
            yük ve yerleşim yerlerinin nehir taşımacılığı açısından  larda ortaya çıkartılmıştır .
            4  ÇEVİK 2002, 342, 343, 346, 348.
            5  MOOREY 1994, 10.
            6  SCHWARTZ 2002, 617-618.
            7  YANA 2008, 129.
            8  YANA 2008, 129.; CURTİS – READE 1995, 217 Fotoğraf 244.
            9  SAĞLAMTİMUR 2012, 65; SAĞLAMTİMUR 2013, 130; SAĞLAMTİMUR 2014, 8-9.
                                                                                                         27
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34