Page 60 - TINA Dergi Sayi 7
P. 60
TINA TINA
Denizcilik Arkeolojisi Dergisi Maritime Archaeology Periodical
ÇAVuŞAğZI meVKİİ bilen kalıntılardır. Yapılan detaylı incelemeler sonucun-
2016 yılı çalışma alanının en kuzey noktasında yer da, çapalardan birinin Y formundaki tırnaklarının kırıl-
alan Zonguldak, Cemaller’e bağlı Çavuşağzı Koyu, mış olduğu ve yalnızca gövdesinin korunduğu (Fig. 11),
araştırmamızın önemli lokasyonlarından biriydi. Çünkü diğer çapanın ise tırnakları ve gövdesiyle birlikte nere-
bu koyun bulunduğu koordinatlarda De Graauw tarafın- deyse tam formunu koruduğu görüldü (Fig. 12). Çapalar
dan “Nymphaion” isimli bir yerleşim yeri tanımlan- doğu-batı doğrultusunda birbirlerinden yaklaşık 40-50
12
mıştı . Ayrıca, 2015 yılında bu alanda yapılan inceleme- metre mesafede durmaktadır. Antik dönem çapa tipolo-
13
lerde koyun doğu kıyısının, teknelerin yanaşabilmesini jisi incelendiğinde, ilk kullanılan taş çapalardan sonra,
sağlamak amacıyla düzeltilerek bir platform haline ge- kurşun eklentili ahşap çapaların daha sonra ise özellik-
tirildiği ve bu platformun üzerine 15x15 cm ölçülerin- le MS. 9-11. yüzyıllar arasında T ve Y formlu çapaların
de, teknelerin bağlanmasını sağlayacak ahşap babaların kullanıldıkları bilinmektedir. Anadolu kıyılarında form
yerleştirildiği kare formlu yuvaların açıldığı tespit edil- ve kronoloji açısından sağlam bir Y formlu çapa örneği,
mişti (Fig. 9). 2016 yılı çalışmalarında, hem bu platform MS. 11. yüzyıla tarihli Serçe Limanı Cam Batığı kazıla-
14
üzerinde incelemeler yapıldı hem de koyun içine dalışlar rında bulunmuştur .
gerçekleştirildi. Koyun güneyindeki vadiden, deniz kı-
yısına kadar gelen akarsu da bu mevkinin Nymphaion SOnUç
olarak tanımlamasını destekler. Olasılıkla bu alan Kara- Zonguldak İli kıyılarında gerçekleştirilen 2016 yılı
deniz’de seyahat eden teknelerin tatlı su ve kereste ik- arkeolojik sualtı araştırmaları hem 2015 yılı çalışmala-
mali yapabilecekleri korunaklı bir alan oluşturmaktaydı. rını destekler nitelikteki bulguları hem de yeni sonuçları
Ayrıca hemen kıyıda tespit edilen mimari parçalar (Fig. ortaya koydu. Ereğli Mendireği ile güneyinde yer alan
10) antik dönemde bu alandaki yaşamın birer işareti ol- çağdaşı diğer mendirek üzerinde gerçekleştirilen arke-
malıdır. O bölgedeki yerli halktan edinilen bilgiye göre ojeofizik çalışmalar, bu yapıların mevcut durumlarının
de 1950’li yıllara kadar kömür taşıyan teknelerin bu daha iyi anlaşılmasını sağladı. Elde edilen veriler doğ-
koydaki rıhtımı kullandıkları bilinmektedir. rultusunda hazırlanacak olan tescil belgeleri ile söz ko-
nusu iki yapının da koruma altına alınması için Kültür ve
BatIK aLanLaRI Turizm Bakanlığı’na sit alanı ilan edilmeleri hususunda
Karadeniz Ereğli’nin güneybatısında, Alaplı İlçesi’ni teklif sunulacaktır.
geçtikten hemen sonra, Kovla Mevkii olarak tanımlanan Ayrıca, kesin olmamakla birlikte, Ereğli’nin kuzey-
alanda, geniş bir koyun girişinde potansiyel bir batık batısındaki Çavuşağzı Mevkii’nin de antik dönem için
sahası tespit edildi. Potansiyel diyoruz; çünkü bu alan potansiyel liman ya da en azından ikmal sahalarından
çok uzun zaman yerel salyangoz dalgıçları tarafından av biri olduğu sonucuna varıldı. Burada ileriki yıllarda ya-
sahası olarak kullanılmış, geniş kumluk zemin üzerinde pılacak kara kazıları daha detaylı sonuçları ortaya koya-
küçük bir kayalık sahadır. Yaklaşık 7-8 metre derinlikte- caktır.
ki bu alanın tespiti de bu yerel dalgıçlar sayesinde olmuş- 2016 yılının belki de en önemli sonucu, Kovla Mev-
tur. Ancak ne yazık ki, dalgıçların anlatımına göre, bu kii’nde, 7-8 metre derinlikte bulunmuş potansiyel batık
alandaki çok sayıda testi (amphora) çıkarılmıştır. Buna sahasıdır. Aslında bu alan, yerel dalgıçların verdiği bilgi-
rağmen bu alanda, zemine kaynamış olmaları nedeniyle ler doğru ise, yoğun amphora buluntusuyla kesin biçim-
ve şans eseri, dalgıçların ne olduklarını anlayamamaları de bir batık alanı olmalıdır. Ancak ne yazık ki ampho-
nedeniyle korunmuş olan iki adet Y formlu çapa görüle- raların formları hakkında bir şey söylemek imkansızdır.
12 Nymphaion kelimesi Antik Yunan Mitolojisi’ndeki Nymphe’den (su perisi) türetilmiştir ve genellikle çeşme yapıları ile tatlı su kay-
naklarına sahip yerleşimler için kullanılır.
13 DE GRAAUW 2014.
14 BASS 1972, 36-43; TURSUN 2010, fig. 26-27.
58 59