Page 83 - TINA Dergi Sayi 11
P. 83

TINA


                                                                         Maritime Archaeology Periodical


             JEOARKEOLOJİ ÇALIŞMALARI                         1994 yılında, birkaç dönem süren bir kuraklığın ardın-
              Bilindiği üzere liman araştırmalarının önemli soru-  dan kuzeydeki gölcüğün kuzeydoğusunda arkeolojik
             larından biri deniz seviyesinin yüksekliğinin ve kıyı   kazılar gerçekleştirebilmek mümkün olmuştur. Burada,
             çizgisinin ilerleyişinin ilgili dönem ya da dönemler için   çoğunluğu güneydoğu-kuzeybatı doğrultusunda uzanan
             olabilecek en doğru biçimde belirlenebilmesidir. Bir   bir dizi duvar kalıntısı gün yüzüne çıkarılmıştır (Fig.
                                                                 25
             diğeri, hele Patara gibi kumlarla dolarak kullanım dışı   10) . Maalesef kazılar, yoğun taban suyu nedeniyle
             kalmış limanlarda, başlangıç ve bitiş dönemlerini açığa   duvarların oturduğu zemine kadar ulaşamamıştır. Söz
             çıkarabilmektir. Ayrıca çeşitli dönemlerde limanlarda   konusu bu kazının izi o tarihten sonraki GoogleEarth fo-
             ne gibi çevresel/iklimsel aktivitelerin gerçekleştiğinin   toğraflarında açık seçik görülebilmektedir. Liman yapı-
             izlerini sürebilmektir; söz konusu aktiviteler, tsunami   larına ait olmaları gereken duvarlar, Öner’in kıyı çizgisi
             gibi büyük ve ani gelişen doğa olaylarından mikro böl-  rekonstrüksiyonunda neredeyse su altında kalmaktadır.
             genin dönemsel florası (polen analizleri) hakkındaki   Kaldı ki bu duvar kalıntılarının batısında, yani koya
             verilere kadar geniş bir paleti kapsar. Jeoarkeolojinin   doğru, olasılıkla bunlara paralel (?) başka duvarlar ve
             yöntemleriyle erişilecek böylesi bilgiler sadece liman   kente doğru uzanan bir yol da beklenebilir. Bu durumda
             yapılarının konumları ve denizle ilişkileri değil, aynı za-  kıyı çizgisinin biraz daha geriye, koy içlerine çekilmesi
             manda Patara gibi limanla iç içe geçmiş bir kentin genel   gerekmektedir.
             topoğrafik yapısı, geçirdiği denizsel felaketlere verdiği   Benzer bir gözlem Tepecik yükseltisinin hemen batı
             reaksiyonlar ve ekonomik tarihi ile ilgili birçok soruya   eteğinde de yapılabilir. Burada, güney gölcüğünün
             da cevaplar getirebilecektirler.                 kuzeyinde halen sazlık alan içerisinde, yukarıda andığı-
              Bu bağlamda Ertuğ Öner’in 1993 ve 1995 yıllarında   mız dönemde kazısı kısmen gerçekleştirilmiş bir kilise
             Patara ve Eşen Ovasında gerçekleştirdiği jeoarkeolojik   kalıntısı (Liman Kilisesi) yer alır. Doğu-batı doğrultulu
             çalışmalar hem ortaya koyduğu sonuçlar hem de gele-  bu kilisenin apsisi Tepeciğin batı yamacına dayanmıştır
             cek benzer çalışmalara bir altlık oluşturması bakımın-  ve buradan batıya doğru 33,5 m uzanır. Batıya doğru bu
             dan çok değerlidir. Öner’in Patara liman koyu ve çev-  uzunluktan sonrası kazılamamıştır ama o dönemde alan-
             resinde yaptığı kırka yakın sondajın analizi antik kıyı   da olan arkeologlar devamında da birtakım kalıntıların
             çizgisinin, beklendiği gibi, güncel sazlık sınırından daha   varlığından söz ederler. Başka herhangi bir kalıntıya
             içeride ilerlediğini göstermiştir . Buna göre, iki bin yıl   rastlanmasa dahi kilisenin girişinin bulunduğu bu alan-
                                      22
             önce liman koyu kuzeyde yaklaşık olarak bugünkü antik   da, girişle deniz arasında belli bir mesafenin bırakılmış
             kente giriş gişesinin hizasında, yani kuzeydeki gölcüğün   olması beklenmelidir. Bu yapı ve önünde beklenmesi
             biraz daha kuzeyinde, Akdam mevkii olarak da bilinen   gereken alan da Öner’in kıyı çizgisi rekonstrüksiyonun-
             yerde bitmekteydi. Tam da bu alanda, bugün sazlıklar   da su altındadır. Bu nedenle bu noktadaki Antik Dönem
             içinde yer alan ve Roma Dönemine ait eksedra formlu   kıyı çizgisinin biraz daha koy içine doğru çekilmesi
             bir mezar yapısının  kalıntıları bu jeoarkeolojik bulgu-  gerekmektedir.
                            23
             yu desteklemektedir (Fig. 9).                      Liman koyunun doğusunda, Antik Dönem kıyı çizgi-
              Ancak, Patara liman koyunun geri kalan bölümü   si hakkında bize yukarıdaki gibi tahminler yaptıracak
             için Öner’in ortaya koymuş olduğu antik kıyı çizgisi   başka yapılar şimdilik bilinmemektedir. Bu iki örnek,
                              24
             rekonstrüksiyonunun , yukarıda kabaca hatlarını çiz-  Patara liman koyunun Antik Dönem kıyısının doğuda,
             meye çalıştığımız kimi arkeolojik gözlemler ve bulgular   Öner’in yapmış olduğu önerinin biraz daha geriye çe-
             doğrultusunda tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir.   kilmesi gerektiğini düşündürtmektedir. Bu durumda iç
             Liman koyunun kuzeydoğusundan başlayacak olursak;   limanın doğu kıyısı da biraz daha batıya kaymalıdır.

             22  ÖNER 2009 şekil II.56, s. 216.
             23  AKTAŞ 2008.
             24  ÖNER 2009 Şekil II.56, s. 216.
             25  IŞIK – KOÇAK 2014.
















                                                                                                         81
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88