Page 41 - TINA Dergi Sayi 11
P. 41

TINA


                                                                         Maritime Archaeology Periodical

              Çünkü bu göle dökülen Tarsus çayının taşıdığı se-  ile  paleocoğrafya  haritaları  hazırlanmıştır  (Fig.  20).
             dimanlar azalmış, kent içindeki yatak tamamen terk   Asi  deltasında  Holosen  öncesindeki  eski  delta  düz-
             edilince,  göle  fazla  sediman  taşınamamıştır.  Tarsus   lüğü  üzerine  yükselen  deniz  suları  ilerleyerek  daha
             güneyindeki Rhegma gölü, yavaş yavaş da olsa ku-  içerilere sokulup bu alanda bir körfez oluşturmuştur.
             zeydeki yüksek kesimlerden ovaya inen küçük dere-  Deniz seviyesi yükselmesinin yavaşladığı döneme ka-
             lerle  ve  eski  Tarsus  Çayı  yatağından  ulaşan  suların   dar (Erken Holosen) bu alanda denizel bir ortam hâ-
             taşıdığı alüvyonlarla giderek dolmuştur.         kim olmuş ve denizel sedimanlar birikmiştir. Denizin
              Aynı zamanda doğuda akışının sürdüren yeni yata-  bugünkü seviyesine ulaştığı Orta Holosen’de ise kıyı
             ğındaki Tarsus Çayı’nın da taşkınları bu alana ulaş-  ve  çevresindeki  kıyı  ortamlarında  biriken  sediman-
             mıştır.  Hatta  Seyhan  nehri  zaman  zaman  bu  tarafa   lar, Orta Holosen’den itibaren gelişen bugünkü delta
             yönelmiş ve nispeten daha büyük akarsu olarak taş-  sedimanları ve bunun üzerini kaplayan Geç Holosen
             kınları sırasında bu alana sediman göndermiştir. Böy-  akarsu (Asi) taşkın sedimanlarının oluşturduğu örtüler
                                                                                   53
             lece derinliği azalan Rhegma gölü çevresinde bataklık   deltayı şekillendirmiştir .
             alanlar genişlemiştir. Nitekim Tarsus ovasının güne-  Holosen  transgresyonu  ile  yükselen  deniz,  Erken
             yinde  yapılan  sondajda,  denizel  birikimler  üzerine   Holosen sonlarında Sabuniye ile Mina höyüğü arasın-
             gelen  karasal  sedimanlar  içinde  turba  katmanlarının   daki alana kadar ilerlemiştir. Asi deltasının bulunduğu
             varlığı  bunun  işaretidir.  Bu  gelişmeler  sonucunda   alan bu dönemde bir körfezdir (Fig. 20A). Orta Ho-
             Rhegma  Limanı  da  önemini  yitirmiştir   (Fig.  19).   losen’de  deniz  seviyesi  bugünkü  seviyeye  ulaşınca,
                                                50
             Geçen zaman içinde, Tarsus Ovası taşınan alüvyon-  akarsuların taşıdıkları alüvyonlarla körfezi doldurma
             larla dolmakla birlikte, Rhegma Lagünü ve gölünün   aşaması başlamıştır. Al Mina, Asi deltasında önemli
             bulunduğu yerde 20. yüzyıl ortalarına kadar geniş bir   bir liman yerleşmesidir. Buna göre MÖ 8.- 4. yy ara-
             sulak alan varlığını sürdürmüştür. Büyük ölçüde ba-  sında  kıyı  çizgisi  bu  noktaya  kadar  gelmiş  ve  delta
             taklık halindeki bu sulak alana Aynaz Bataklığı denil-  sedimanları üzerinde de insanların rahatça etkinlikle-
             miştir. 1950‘li yıllardaki çalışmalarla Aynaz bataklığı   rini sürdürdükleri bir taşkın ovası bulunmuştur (Fig.
             kurutularak tarıma açılmıştır (Fig. 19).         20B). Al Mina, MÖ 4. yy’da liman etkinliğini kaybet-
             12- ASİ DELTASI, SABUNİYE - MİNA HÖYÜKLERİ VE    miş, bu yıllarda Seleucia Pieria yörenin önemli limanı
             SELEUCİA PİERİA                                  olmuştur  (Fig.  20C).  Bu  durumda Al  Mina  kıyıdan
              Asi  Deltası,  Antakya  kent  merkezinin  güneybatı-  giderek içeride kalmıştır (Fig. 20D). Seleucia Pieria
             sında yer alır (Fig. 4). Asi Delta Ovası’nı kuzeyden   Milat yıllarından itibaren doğal sorunlarla karşılaşmış
             Amanos Dağları, doğudan Semen ve Ziyaret dağları,   ve limanı korumak için bir takım önlemler alınmaya
             güneyden ise Keldağ kütleleri çevreler. Delta Ovası   başlanmıştır. Bu zamanda delta kıyı çizgisi, bugünkü
             batıda ise Akdeniz’e açılır. Delta oluşumunda Asi Ir-  kuzey  ucundaki  konumuna  doğru  yaklaşmıştır  (Fig.
             mağı’nın taşıdığı sedimanların etkisi önemlidir. Delta   20E). Hâkim rüzgâr yönünün denizden olması ve kıyı
             kıyısı  yaklaşık  14,2  km  uzunluğunda  olup  genişliği   akıntılarının düzenleyici etkisi nedeniyle, kıyı çizgi-
             yer  yer  100-150  m’yi  bulan  kumsal  şeridiyle  kaplı-  si, günümüzdekine benzer şekilde, akarsu ağız nok-
             dır. Asi Delta Ovası’nda yer alan Sabuniye, Al Mina   tasındaki çıkıntı dışında genel olarak düz bir uzanış
             ve  Seleucia  Pieria  bu  yörenin  önemli  antik  yerleş-  göstermiştir. Günümüzde kıyı çizgisi bugünkü konu-
             meleridir . Delta ovasının jeomorfolojik gelişiminin   muna ulaşmış, Seleucia Pieria limanı alüvyal boğulma
                    51
             belirlenmesi için 12 adet alüvyon delgi sondajı ger-  ve tektonik hareketler nedeniyle hem dolmuş hem de
             çekleştirilmiştir .  Bu  sondajların  değerlendirilmesi   kıyıdan içeride kalmıştır (Fig. 20E).
                          52
            50  ÖNER vd 2005, 2005b
            51  YENER vd 2002
            52  ÖNER 2008
            53  ÖNER vd 2013b















                                                                                                         39
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46