MİKYAS-I SEFAİN SUNUŞ

Türkler, doğudan Anadolu'ya gelerek denizle buluştuklarında, yüzyıllar öncesi oluşmaya başlamış bir Akdeniz kültürüne özgü gemilerle karşılaştılar. Onları kullanmayı öğrendiler, üstün beceri ile yüzyıllarca hükümranlık kurarak Akdeniz'e hakim olup, yüzlerce gemiden oluşan filolara sahip oldular, binlercesini inşa ettiler, yeni tipler oluşturdular. İlk Türk denizcisi Çaka Bey'in 1090'larda hazırladığı donanmadaki gemiler acaba nasıldı veya bundan yaklaşık 350 yıl sonra II. Mehmet'in Kaptan-ı Derya Beyi Baltaoğlu Süleyman Bey'in Sarayburnu - Tophane arasında yer olan deniz savaşında kullandığı deniz gücü neye benziyordu? Veya Fatih Sultan Mehmet'in Kızıl Elma Seferiyle İtalya'nın topuğundaki Otranto'yu Fethindeki gemiler aynı mıydı?

Maalesef mevcut Türk ve Osmanlı kaynaklarında teknik - bilimsel herhangi görsel nitelikli belgeye rastlanmamakta, sadece renkler ve bazı biçimsel özellikler için ipucu olarak kabul edilebilecek tarihi minyatürler bulunmaktadır. Batılı kaynaklarda ise, Osmanlı – Türk gemileri özellikle savaşları gösteren gravürlerde yer almakta , ancak yapım özellikleri nedeniyle hem miyatürler hem de gravürler kesin teknik - bilimsel nitelik taşımamaktadırlar.

Bu çalışmayı Sayın Ahmet Güleryüz gerçekleştirmiştir. Vakfımız adına teşekkür ediyoruz.

Türkiye Sualtı Arkeoloji Vakfı (TİNA) bugüne kadar ülkemizde yapılan Osmanlı dönemi dahil gerçekleştirdiği arkeolojik kazılar nedeniyle Sualtı Arkeoloji Enstitüsü'ne (INA) müteşekkirdir.Zaman içinde, Osmanlı Arşivlerinde Türk – Osmanlı savaş ve ticaret gemileri konusunda eksiklikleri giderecek yeni bilgilere ulaşılması ve Osmanlı Dönemi batıları ile ilgili kazıların yapılması Vakfımızın oluşum nedenlerindendir.

Gemilerde bulunan malzemelerin miktarlarının en ince detaylarının bulunduğu ‘Mikyas-ı Sefain' adlı 19.yy basılmış eserin yeni alfabe ve Türkçe'ye çevrilerek kitabımızda yer almasının bu alanda önemli bir aşama ve hizmet olduğunu düşünerek gerçekleşen bu yayındaki katkıları için Denizler Kitapevi sahibi Sayın Turgay Erol'a Vakfımız adına teşekkür ederim.

Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizin Dünya Sualtı Arkeolojisisnde en zengin karasularına sahip olduğunu ve bu konuda Türkiye'nin lider bir konumda bulunduğunu bir kez daha vurgularken, Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı, böylesine önemli bir sahaya hizmet vermenin haklı gururunu yaşamaktadır.

Oğuz Aydemir